|
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
|
|
KARAR
|
|
|
|
D.T. BAŞVURUSU
|
|
(Başvuru Numarası: 2023/23828)
|
|
|
|
Karar Tarihi: 15/10/2025
|
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
|
|
KARAR
|
|
|
RESEN GİZLİLİK KARARI VERİLDİ
|
Başkan
|
:
|
Basri BAĞCI
|
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
|
Kenan YAŞAR
|
|
|
|
Ömer ÇINAR
|
|
Raportör
|
:
|
Muzaffer KORKMAZ
|
|
Başvurucu
|
:
|
D.T.
|
|
Vekili
|
:
|
Av. İhsan ARTUÇ
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, tutuklama tedbirinin hukuki olmaması ve soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) tarafından başlatılan soruşturmada silahlı terör örgütüne (PKK/KCK) üye olma suçlamasıyla 21/2/2023 tarihinde gözaltına alınmıştır.
3. Başsavcılık 22/2/2023 tarihinde "tarafların veya müdafiilerinin, dosya içeriğini incelemesinin ve belgelerden örnek almasının soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebileceği" gerekçesiyle soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması talebinde bulunmuştur. İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliği aynı tarihte talebin kabulüne karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"Hazırlık soruşturması kapsamında, tutanaklar ve beyanlar uyarınca suç şüphesi bulunduğu, delillerin henüz toplanmamış olduğu, delillerin karartılma ihtimaline binaen yürütülecek olan soruşturma safhasında, dosya içeriğinin incelenmesi veya belgelerden örnek alınması[nın] soruşturmanın gizliliğini ve amacını tehlikeye düşürebileceği, atılı suçun gizlilik kararı verilebilecek katalog suçlardan olup bu anlamda şartlar oluşmakla, CMK.nun 153/2 maddesi gereğince şüpheli, şüphelimüdafi, suçtan zarar gören, suçtan zarar gören vekili tarafından dosyanın incelenmesi ve suret alınması hakkının kısıtlanmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde karar kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının kısıtlama talebinin KABULÜNE,
Silahlı Terör Örgütü Kurma, Yönetme Veya Üye Olma suçu yönünden yürütülen soruşturma kapsamında atılı suçların yasada belirtilen niteliği ve dosyada mevcut bulgular dikkate alındığında şüpheli ve müdafileri ile diğer soruşturma sujelerinin soruşturma dosyasını incelemeleri ve örnek almalarının KISITLANMASINA... [karar verilmiştir.]"
4. Başvurucu, sorgusunun ardından İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliğinin 22/2/2023 tarihli kararıyla terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanmıştır. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"... Suça Sürüklenen Çocuğun üzerine atılı Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan tutuklanması talep edilmekle; dosya içerisinde mevcut tape kayıtları ile SSÇ hakkında beyanda bulunan C.T.nin ifadeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Suça Sürüklenen Çocuğun üzerine atılı suçu işlediği hususunda kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu, müsnet suçun CMK 100/3 maddesiyle düzenlenen katalog suçlardan olması dolayısıyla tutuklama sebeplerinin mevcut olduğunun varsayılması, atılı suçun vasıf ve mahiyeti ile kanunda öngörülen cezasının alt ve üst sınırı nedeniyle, kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olduğu, bu nedenle bu aşamada adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı, bu doğrultuda tutuklamanın ölçülü olduğu kanaatine varılarak CMK'nın 100 ve devamı maddeleri gereğince Suça Sürüklenen Çocuğun TUTUKLANMASINA... [karar verilmiştir.]"
5. Başvurucunun anılan karara itirazı İstanbul 23. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 6/3/2023 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir.
6. Bu karar başvurucuya 16/3/2023 tarihinde tebliğ edilmiştir.
7. Başvurucunun soruşturma dosyası hakkında verilen kısıtlama kararına karşı itirazı ise bu kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliğince 8/3/2023 tarihinde reddedilmiştir.
8. Başvurucu 28/3/2023 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
9. Başsavcılık 1/3/2023 tarihli iddianame ile başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma, suçu ve suçluyu övme ve 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet suçlarından cezalandırılması istemiyle aynı yer ağır ceza mahkemesinde kamu davası açmıştır.
10. İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) iddianamenin kabulüne karar vermiş ve kovuşturma aşaması başlamıştır.
11. Mahkeme, 15/6/2023 tarihinde yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbiri uygulanmak suretiyle başvurucunun tahliyesine karar vermiştir.
12. Yargılama sonucunda 31/1/2025 tarihinde başvurucunun isnat edilen bütün suçlardan beraatine karar verilmiştir. Mahkeme; başvurucunun tutuklandığı terör örgütü üyesi olma suçuna ilişkin beraat kararında, tutuklama tedbirine esas alınan iki olguyu (başvurucu hakkındaki tanık beyanı ve iletişim kayıtları) değerlendirmiş ve bu olguların mahkûmiyet için yeterli olmadığını belirtmiştir.
13. Başsavcılık, mütalaası doğrultusunda verilen terör örgütü üyesi olma suçuna yönelik beraat kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmamış ve karar kesinleşmiştir. Diğer suçlardan verilen beraat kararlarına karşı Başsavcılık istinaf kanun yoluna müracaat etmiş olup inceleme tarihi itibarıyla istinaf incelemesi devam etmektedir.
14. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
15. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
A. Tutuklama Tedbirinin Hukuki Olmadığına İlişkin İddia
16. Başvurucu;18/8/2005 tarihinde doğduğunu ve suç tarihinde çocuk olduğunu, suç şüphesi ile bunu haklı kılan deliller olmamasına rağmen hakkında tutuklama kararı verildiğini, delilleri karartma tehlikesi ve kaçma şüphesinin de somut olayda mevcut olmadığını, tutuklama kararının ve bu karara itirazı üzerine verilen tutukluluğun devamına ilişkin kararın gerekçe içermediğini belirterek ölçülü olmayan tedbir nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile eğitim hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
17. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, ilgili Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına atıf yapılarak değerlendirmenin bu içtihat doğrultusunda yapılmasının uygun olacağı ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
18. Başvurucunun şikâyetinin özü, tutuklama tedbirinin hukuki olmadığına ilişkindir. Dolayısıyla başvurucunun iddialarının Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası bağlamında incelenmesi gerekir.
19. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendinde, kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen kişilere tazminat talebinde bulunabilme imkânı tanınmaktadır.
20. Somut olayda başvurucunun tutuklandığı terör örgütü üyesi olma suçuna ilişkin verilen beraat kararında; tutuklama tedbirine esas alınan iki olgu (başvurucu hakkındaki tanık beyanı ve iletişim kayıtları) değerlendirilmiş ve bu olguların mahkûmiyet için yeterli olmadığı ifade edilmiştir (bkz. §§ 4, 12). Başvurucu, hakkındaki bu beraat kararına istinaden 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesi uyarınca tazminat talebinde bulunma imkânına sahiptir. Bahsi geçen dava yolunun başvurucunun durumuna uygun, telafi kabiliyetini haiz, etkili bir hukuk yolu olduğu ve bu olağan başvuru yolu tüketilmeden yapılan bireysel başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmadığı görülmektedir.
21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Soruşturma Dosyasına Erişimin Kısıtlandığına İlişkin İddia
22. Başvurucu; soruşturma dosyasında gizlilik kararının bulunması nedeniyle hakkındaki suçlamaları ve bu suçlamaların delillerini öğrenemediğini, bu nedenle tutuklamaya etkin bir şekilde itirazda bulunamadığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
23. Başvurucunun bu bölümdeki iddialarının Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrası bağlamında incelenmesi gerekir.
24. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan bu bölümdeki iddiaların kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
25. Tutuklu kişinin soruşturma dosyasındaki bilgi ve belgelere, delilleresınırsız erişim hakkı bulunmamaktadır. Üçüncü kişilerin temel haklarını korumak, kamu menfaatini gözetmek, adli makamların soruşturma yaparken başvurdukları yöntemleri güvence altına almak, adli makamların bazı soruşturma yöntemlerini gizli tutmak gibi amaçlarla veya soruşturma dosyasında devletin gizli kalması gereken belgelerinin ya da gizli örgüt yazışmaları gibi bilgilerin olması durumunda soruşturma aşamasında delillere erişim yönünden kısıtlama getirilmesi gerekebilir. Bu nedenle soruşturma evresinin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi amacıyla müdafiinin dosya inceleme yetkisinin kısıtlanmasının demokratik toplum düzeni bakımından gerekli olmadığı söylenemez. Ancak dosyaya erişim hakkına getirilecek kısıtlamanın kısıtlama kararıyla ulaşılmak istenen amaç ile orantılı olması, savunma hakkının yeterince kullanılmasını engelleyecek nitelikte bulunmaması gerekmektedir (bazı değişikliklerle birlikte bkz. Süleyman Bağrıyanık ve diğerleri [2. B.], B. No: 2015/9756, 16/11/2016, § 254).
26. Bu bağlamda soruşturma makamlarınca söz konusu kısıtlamanın öngörülen amaçlar ışığında kesinlikle gerekli olduğu yeterli bir gerekçeyle ortaya konulmalıdır. Soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasını gerektiren bir durumun olması hâlinde bile soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasının savunmaya getirdiği zorluklar yeterince telafi edilmelidir. Bu kapsamda silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine riayet edilmelidir. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri uyarınca, tutuklamaya neden olan ve tutuklamanın hukukiliğinin tartışılması bakımından temel oluşturacak deliller tutuklu kişi tarafından incelenebilmelidir (Hüda Kaya [GK], B. No: 2023/102251, 25/2/2025, § 96).
27. Somut olayda 5271 sayılı Kanun'un 153. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasına karar verilmiştir. Bu hükme göre müdafiinin dosya içeriğini inceleme veya belgelerden örnek alma yetkisi, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim kararıyla kısıtlanabilir. Dolayısıyla kısıtlama kararı verilebilmesi için soruşturmanın amacının tehlikeye düşme ihtimalinin bulunması gerekir. Bununla birlikte gerek kısıtlama kararında gerekse Başsavcılığın kısıtlama talebinde soruşturmanın amacının tehlikeye düşmesi ihtimalinin nasıl gerçekleştiğine ilişkin bir somutlaştırmada bulunulmamıştır. Başvurucunun belgelere erişiminin, söz konusu ceza soruşturmasının amacını nasıl tehlikeye düşürebileceği açıklanmamıştır (benzer yönde değerlendirme için bkz. Hüda Kaya, § 98).
28. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrasının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
29. Başvurucu; ihlalin tespiti ile 20.000 TL maddi ve 200.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
30. Başvuruda, soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması nedeniyle Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrasının ihlal edildiğine karar verilmiştir. İnceleme tarihi itibarıylasoruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması hâli sona ermiştir. Dolayısıyla kararın yeniden değerlendirme yapılmak üzere ilgili mahkemeye gönderilmesinde hukuki yarar bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
31. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik müdahale nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir. Öte yandan başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal arasındaki illiyet bağına ve maddi zararın miktarının ne olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunmadığı için maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun niteliği gereği kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin RESEN GİZLİ TUTULMASINA,
C.1. Tutuklamanın hukuki olmaması dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
D. Soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması nedeniyle Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrası bağlamında kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
E. Başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
F. 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
G. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
H. Kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliğine (2023/1573 D.İş) ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 15/10/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.