TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
SULTAN HUMEYDİ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2023/50162)
Karar Tarihi: 17/12/2024
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Engin YILDIRIM
Kenan YAŞAR
Ömer ÇINAR
Metin KIRATLI
Raportör
Merve ARSLANTÜRK
Başvurucular
Sultan HUMEYDİve diğerleri
[bkz. ekli tablonun (C) sütunu]
Vekilleri
bkz. ekli tablonun (D) sütunu
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1.Başvuru; menşe ülkesine sınır dışı edilmesinde sakınca görülen yabancının güvenli üçüncü ülkeye sınır dışı edilmesine karar verilmesi nedeniyle kötü muamele yasağının, idari gözetim altında tutmanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialar ile sınır dışı etme işlemleri bağlamında dile getirilen bazı anayasal güvencelerin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 73. maddesi uyarınca bir kısım başvuruda sınır dışı etme işleminin tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.
3. Bir kısım başvuruya ait belgelerin birer örneği bilgi için Adalet Bakanlığınagönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla ulaşılan bilgi ve belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olan başvurucular hakkında farklı tarihlerde 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 54. maddesi uyarınca sınır dışı etme kararı alınmıştır. Ayrıca başvurucuların bir kısmı idari gözetim altına alınarak geri gönderme merkezlerinde tutulmaya başlanmıştır.
6.Sınır dışı etme kararlarının tamamında 6458 sayılı Kanun’un 4. maddesi ve 55. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi uyarınca menşe ülkeye sınır dışı edilmelerinde sakınca olduğu tespitine yer verilen başvurucuların gidebilecekleri güvenli üçüncü bir ülkeye sınır dışı edilmelerine veya gönüllü olmaları hâlinde menşe ülkelerine çıkışlarının sağlanmasına karar verildiği belirtilmiştir. Bazı sınır dışı etme kararlarının gerekçe bölümünde başvurucuların menşe ülkesine dönmek istememesi hâlinde gönderilecekleri güvenli üçüncü ülke veya ülkelere yer verilmiştir. Diğer kararlarda güvenli üçüncü ülke belirlemesi yapılmasa da bu kararların eklerinde bulunan veya sınır dışı etme sürecinde (sınır dışı etme kararına esas olacak şekilde kararın alınmasından önce veya sınır dışı etme kararının alınmasından sonra) göç idaresi görevlilerince düzenlenen Güvenli Üçüncü Ülke Değerlendirme Formu'nda başvurucuların gönderilecekleri güvenli üçüncü ülke veya ülkeler tek tek sayılmıştır.
7. Başvurucular, haklarında alınan sınır dışı etme kararlarına karşı yetkili idare mahkemelerinde iptal davası açmıştır. İlgili idare mahkemeleri açılan davaların reddine kesin olarak karar vermiştir. Başvurucular bu kararları öğrenmelerinin ardından süresi içinde bireysel başvuru yapmıştır.
8. Bir kısım başvurucu, haklarında verilen idari gözetim kararına karşı sulh ceza hâkimliklerine itiraz etmiştir. Başvurucu Zekiye El Nevay, sulh ceza hâkimliğinin itirazın reddine ilişkin kararını 19/5/2024 tarihinde öğrendikten sonra 13/8/2024 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Geriye kalan başvurucular ise sulh ceza hâkimliğinin ret kararını farklı tarihlerde öğrendikten sonra süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurucu İzzet Ablak’ın idari gözetimi 23/10/2024 tarihinde idarece sonlandırılmıştır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
9. Anayasa Mahkemesinin 17/12/2024 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
10. Konularının aynı olması nedeniyle ekli tabloda numaraları belirtilen başvuruların 2023/50162 numaralı bireysel başvuru ile birleştirilmesine karar verilmesi gerekir.
A. Adli Yardım Talepleri Yönünden
11. Ekli tablonun (F) sütununda adli yardım talebinde bulunduğu belirtilen başvurucular, ödeme gücünden yoksun olduklarını belirterek taleplerinin kabul edilmesini istemiştir.
12. Anayasa Mahkemesi tarafından adli yardım talebinin kabul edilebilmesi için gerekli şartlar Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013, § 23) kararında, yabancıların adli yardım talepleri konusunda benimsenen ilkeler ise Nadali Agheli Kohne Shari (B. No: 2014/12633, 9/9/2015, §§ 17, 18) kararında yer almaktadır. Anılan ilkelere göre adli yardım için gerekli şartlar mevcutsa karşılıklılık şartı gerçekleşmese bile yabancının adli yardım talebi kabul edilmelidir.
13. Somut olayda adli yardım talep eden ve vatandaş olmayan başvurucuların herhangi bir gelirinin veya mal varlığının tespit edilemediği, dolayısıyla geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun oldukları dosya kapsamından anlaşıldığından açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım taleplerinin kabulüne ve talepleri kabul edilen başvuruların yargılama giderlerini ödemekten geçici olarak muaf tutulmalarına karar verilmesi gerekir.
B. Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların İddiaları
14. Başvurucular, geri gönderilmeleri hâlinde ülkelerinde devam eden iç karışıklıklar ve yaygın insan hakları ihlalleri nedeniyle kötü muameleye maruz kalacaklarını ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
15. İhlal iddiası kötü muamele yasağı kapsamında incelenmiştir.
16. Anayasa Mahkemesi Muhanad Almuhemed (B. No: 2023/104230, 20/11/2024, § 21) kararında, sınır dışı etme kararında veya bu kararın ekindeki bir belgede ya da sınır dışı etme kararına karşı açılan dava dosyasında bulunan ve yabancıların (davacıların) erişimine kapalı olmayıp yetkili idari birimce düzenlenen bir belgede üçüncü ülke veya ülkeler tek tek sayılarak yabancının bu ülkelerden birine gönderileceği açıkça ifade edilmişse yabancının başka bir ülkeye sınır dışı edilemeyeceğinin açık olduğu belirtilmiştir.
17. Bazı başvurucular hakkında alınan sınır dışı etme kararında güvenli üçüncü ülke veya ülkeler belirtilmiştir. Diğer kararlarda güvenli üçüncü ülke belirlemesi yapılmasa da bu kararların eklerinde bulunan veya sınır dışı etme sürecinde (sınır dışı etme kararına esas olacak şekilde kararın alınmasından önce veya sınır dışı etme kararının alınmasından sonra) göç idaresi görevlilerince düzenlenen belgelerde gönderilecekleri üçüncü ülke veya ülkeler tek tek sayılarak başvurucuların bu ülkelerden birine sınır dışı edilmelerine ilişkin işlemlerin başlaması gerektiği ifade edilmiştir. Bu bakımdan güvenli üçüncü ülke yönünden bir belirsizlik söz konusu değildir.
18. Başvurucular tespit edilen güvenli üçüncü ülke veya ülkeler dışındaki bir ülkeye veya bu ülkeler tarafından menşe ülkesine gönderilebileceğini düşündüren somut bir olay veya olgudan söz etmemiş, göç idaresinin aldığı kararlara uyulmadığından bahsetmemiş, bu ülkelerde ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacaklarını veya bu ülkede uzun süredir devam eden genel siyasi istikrarsızlık ya da ülkenin tamamına yayılmış iç karışıklık bulunduğunu iddia etmemiştir. Böyle bir durumun varlığına işaret eden bir bilgiye de ulaşılamamıştır. Ayrıca başvurucular başka bir ülkeye gönderilmelerine karar verilmesi ve bu ülke yönünden gerçek bir risk teşkil eden durumun varlığı hâlinde hiç şüphesiz iddialarını süresi içinde yapacakları yeni bir bireysel başvuruya konu edebilecektir (aynı yöndeki değerlendirme için bkz. Muhanad Almuhemed, § 22).
19. Sonuç olarak başvurucular; belirlenen ülkeler dışında bir ülkeye veya dolaylı olarak menşe ülkesine sınır dışı edilebileceklerini düşündüren olguları ortaya koymamış ve belirlenen ülkelere sınır dışı edilmeleri hâlinde Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı bir muameleye uğrayacağı konusunda gerçek bir riskle karşı karşıya kalacaklarına inanılması için esaslı gerekçeler sunmamıştır.
20. Açıklanan gerekçelerle kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianınaçıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. İdari Gözetim Altında Tutmanın Hukuka Aykırı Olması Nedeniyle Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
21. Ekli tablonun 11., 15., 17., 39., 42., 43., 48., 60., 63., 64., 65., 66., 72., 82., 91., 97., 98. ve 106. sıralarında belirtilen başvurucular, haklarında verilen idari gözetim kararının hukuka aykırı olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
a. Başvurucu İzzet Ablak yönünden
22. Anayasa Mahkemesi, hukuka aykırı olarak idari gözetim altında tutulma nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın idari gözetim bireysel başvuru yapılmasından sonra sona ermiş de olsa başvurucunun ihlal iddiası hakkında tam yargı davası dava açması gerektiğine karar vermiş; bu doğrultuda belirtilen başvuruları başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez bulmuştur (Khaled Kadour, B. No: 2020/13340, 19/1/2022, §§ 21-24).
23. Hakkında verilen idari gözetim değerlendirme kararına yaptığı itiraz sulh ceza hâkimliğince reddedilse de başvurucu İzzet Ablak, bireysel başvuru yapmasının ardından idari gözetim altında tutulduğu geri gönderme merkezinden salıverilmiştir (bkz. § 8). Bu durumda tazminat davası açmadan doğrudan bireysel başvuruda bulunan başvurucunun geri gönderme merkezinde tutulması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiası bakımından yukarıda açıklanan ilkelerden ayrılmayı gerektiren bir husus bulunmamaktadır.
24. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Başvurucu Zekiye El Nevay yönünden
25. Hüseyin Aşkan (B. No: 2017/15649, 21/7/2020, §§ 20, 23, 26-29) kararında otuz günlük süre kuralının bireysel başvurunun ön şartlarından biri olduğu ve bu sürenin başlangıç tarihinin tespitinde kanun hükmü gereği öğrenme tarihinin esas alınacağı belirtilmiştir. Anılan kararda ayrıca bireysel başvuru süresinin işlemeye başlaması yönünden nihai kararın gerekçesinin tebliğinin öğrenme şekillerden biri olduğu, bununla birlikte başka şekillerde de öğrenmenin söz konusu olabileceği, kullanıcıların UYAP üzerinden yaptıkları işlemlerin (doküman oluşturma, düzenleme, imzalama, açma, okuma ve yazdırma gibi) kayıt altına alındığı evrak işlem kütüğünün Anayasa Mahkemesi tarafından incelenmesi sonucunda nihai kararın açılarak okunduğuna ilişkin bir işlemin tespiti hâlinde bu işlemi yapan ilgililerin işlem sırasında nihai kararın sonucunu öğrendiklerinin kabul edileceği, böyle bir durumda bireysel başvuru süresinin de bu tarihten itibaren başlatılması gerektiği belirtilmiştir.
26. Mehmet Özcan (B. No: 2019/6266, 15/1/2020, § 27) kararında ise tebligatın elektronik tebliğ yöntemi ile yapıldığı hâllerde elektronik tebligatın açıldığı tarihte başvurucuların bireysel başvuruya ilişkin gerekçeli nihai karardan haberdar olduğunu kabul etmiş ve bireysel başvuru süresinin bu tarihten başlayacağını belirtmiştir.
27. Başvurucu Zekiye El Nevay vekilinin idari gözetim kararının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla sulh ceza hâkimliğine itirazı 13/5/2024 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir. Karar başvurucu vekiline elektronik tebligat (e-tebligat) usulüyle tebliğ edilmiştir. E-tebligat başvurucu vekilinin hesabına ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonu olan 19/5/2024 tarihinde okundu sayılmıştır. Buna rağmen başvuru, otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra 13/8/2024 tarihinde yapılmıştır.
28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
c. Diğer başvurucular yönünden
29. 6458 sayılı Kanun’un 57. maddesinde sınır dışı etme amaçlı idari gözetim ve süresi ile ilgili düzenlemelere yer verilmiştir. Buna göre idari gözetim kararı, idari gözetim süresinin uzatılması ve her ay düzenli olarak yapılan değerlendirmelerin sonuçları, gerekçesiyle birlikte yabancıya veya yasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edilir. İdari gözetim altına alınan kişi bir avukat tarafından temsil edilmiyorsa kendisi veya yasal temsilcisi kararın sonucu itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirilir. İdari gözetim altına alınan kişi veya yasal temsilcisi ya da avukatı, idari gözetim kararına karşı sulh ceza hâkimine başvurabilir. Bu düzenlemeler, sınır dışı işlemlerinin yürütülmesi kapsamında ortaya çıkabilecek keyfîliklere engel olabilecek niteliktedir (bkz. K.A. [GK], B. No: 2014/13044, 11/11/2015, §§ 16, 127). Bu bakımdan sulh ceza hâkimliğine itiraz, idari gözetim kararının hukukiliğinin denetlenmesinde etkili bir başvuru yoludur. Buna rağmen ekli tablonun 15., 39., 42., 60., 72., 97., 98. sıralarında belirtilen başvurucular, haklarında verilen idari gözetim veya idari gözetimin değerlendirilmesi kararlarına karşı sulh ceza hâkimliğine itiraz ettiklerine ancak olumlu sonuç alamadıklarına ilişkin bilgi ve belgeleri sunmamıştır.
30. Ekli tablonun 11., 17., 43., 48., 63., 64., 65., 82. ve 91. sıralarında belirtilen başvurucular, idari gözetimleri sona erdikten sonra başvuru yapmıştır. Kişinin ihlal iddialarına konu idari gözetim merkezinden ayrılmış olması durumunda tutulma hâli de sona ereceğinden tutmadan kaynaklanan ihlalin devam ettiğinden söz edilemez. Bu açıdan sulh ceza hâkiminin idari gözetim kararının hukuka aykırı olduğuna karar vermesi hâlinde bu kararın kesinleşmesinden sonra hukuka aykırı idari gözetim kararı nedeniyle varsa doğan zararın tazmini için tazminat davası açılması mümkündür. Aynı değerlendirme idari gözetimin idarece sonlandırılması durumunda da geçerlidir. Bu nedenle idari gözetimi sona erdirilen başvurucuların hukuka aykırı olarak idari bir kararla özgürlüklerinden yoksun bırakılmaları nedeniyle uğradıklarını öne sürdükleri maddi ve manevi zararlarının karşılanması bakımından tazminat yolu tüketmeden yaptıkları başvuruların incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmadığı sonucuna varılmıştır (benzer yöndeki karar için bkz. I.M. ve Z.M. (2), B. No: 2014/16413, 20/12/2017, §§ 34-43).
31. Açıklanan gerekçelerle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
D. İdari Gözetim Kararı Bulunmaksızın Fiilen Gözetim Altında Tutulma Nedeniyle Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
32. Başvurucu Taher Shahror idari gözetim altına alınmadan önce usul ve kanuna aykırı olarak iki günden fazla nezarethanede tutulduğunu belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
33. B.T. ([GK], B. No: 2014/15769, 30/11/2017) kararında, herhangi bir idari gözetim kararı olmaksızın özgürlüğünden yoksun bırakılanlar bakımından idari gözetim altına alınmış olmaktan doğan zararlariçindoğrudan idari yargı mercilerinde tam yargıdavasıaçılabileceği belirtilmiştir(anılan kararda bkz. § 74).
34. Yukarıdaki açıklamalar ışığında başvurucunun maddi ve manevi zararının karşılanması bakımından başarı şansı sunma, yeterli giderim sağlama kapasitesini haiz ve ulaşılabilir olduğu görülen tam yargı davası yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği ile bağdaşmadığı sonucuna varılmıştır.
35. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
E. Diğer İhlal İddiaları
36. Ekli tablonun (M) sütununda isimleri yer alan ve ihlal iddiasında bulundukları belirtilen başvurucuların eşitlik ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmiştir.
37. Ekli tablonun (K) sütununda isimleri yer alan ve ihlal iddiasında bulundukları belirtilen başvurucuların aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının Peri Kırık (B. No: 2015/19795, 9/1/2019, §§ 29-53) kararı doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle, ekli tablonun (L) sütununda isimleri yer alan ve ihlal iddiasında bulundukları belirtilen başvurucuların adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının Z.M. ve I.M. (B. No: 2015/2037, 6/1/2016, §§ 53-64) kararı doğrultusunda konu bakımından yetkisizlik nedeniyle, ekli tablonun (N) sütununda isimleri yer alan ve ihlal iddiasında bulundukları belirtilen başvurucuların eğitim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının Abeer Ahmed Nasser Al Radaeı (B. No: 2018/15219, 16/11/2021, §§ 28-33) kararı doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle, ekli tablonun (O) sütununda isimleri yer alan ve ihlal iddiasında bulundukları belirtilen başvurucuların seyahat hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddialarının Sebahat Tuncel (B. No: 2012/1051, 20/2/2014, §§ 44-54) kararı doğrultusunda konu bakımından yetkisizliknedeniyle, ekli tablonun (P) sütununda isimleri yer alan ve ihlal iddiasında bulundukları belirtilen başvurucuların sınır dışı etme işlemlerindeki usul güvenceleri kapsamında yerleşme hürriyetiyle bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının Wısam Sulaıman Dawood Eaqadah ([GK], B. No: 2021/2831, 15/2/2023, § 73) kararı doğrultusunda konu bakımından yetkisizlik nedeniyle, ekli tablonun 43. sırasında belirtilen başvurucunun çalışma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının Serkan Acar (B. No: 2013/1613, 2/10/2013, §§ 22-25) kararı doğrultusunda konu bakımından yetkisizlik nedeniyle, ekli tablonun 45., 60. ve 99. sıralarında belirtilen başvurucuların mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvuruların BİRLEŞTİRİLMESİNE,
B. Adli yardım talebinde bulunan başvurucuların adli yardım taleplerinin KABULÜNE,
C. Talebi olanlar yönünden, kamuya açık belgelerde başvurucuların kimliklerinin gizli tutulması taleplerinin KABULÜNE,
D. 1. Sınır dışı etme kararından dolayı kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Başvurucu Zekiye El Nevay’ın kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Diğer başvurucuların kişi hürriyeti ve güvenliği hakkınınihlal edildiğine ilişkin iddialarının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
4. Diğer ihlal iddialarının kabul edilebilirlik kriterlerini karşılamaması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
E. Sınır dışı etme kararları hakkında verilen tedbir kararlarının SONLANDIRILMASINA,
F. 1. Adli yardım talepleri kabul edilen başvurucular yönünden 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca adli yardım talebi kabul edilen başvurucuların yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMALARINA,
2. Diğer başvurucular tarafından yapılan yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA,
G. Kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 17/12/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.