logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Gülşen Kılıcarslan ve Rojin Yural [1. B.], B. No: 2023/89247, 24/6/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GÜLŞEN KILICARSLAN VE ROJİN YURAL BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2023/89247)

 

Karar Tarihi: 24/6/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Tolga BAŞBOZKURT

Başvurucular

 

1. Gülşen KILICARSLAN

 

:

Av. Rahşan KILICARSLAN

Vekil

:

2. Rojin YURAL

 

 

Av. Yıldız KOCA

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, birden fazla gösteride atılan sloganlar ve söylenen marşlar nedeniyle silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan cezalandırılmanın ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucular, başvuruya konu olayların gerçekleştiği tarihlerde Mersin Üniversitesinde öğrencidir.

3. Mersin Üniversitesi yerleşkesinde 9/3/2015 ve 15/4/2015 tarihlerinde bir grup öğrenci tarafından Suriye bölgesinde DAEŞ terör örgütüyle çatışma sırasında ölen PYD/YPG silahlı terör örgütü mensuplarını anmak amacıyla gösteriler düzenlenmiştir.

A. 9/3/2015 Tarihli Gösteri ve Yargılama Süreci

4. Kolluk tarafından tanzim edilen 27/4/2015 tarihli fezlekede; Mersin Üniversitesi Çiftlikköy Kampüsü'nde 9/3/2015 tarihinde bir grup öğrenci tarafından Cumhuriyet alanında gösteri yapılacağı bilgisinin alınması üzerine gerekli emniyet tedbirleri alınmış, bu kapsamda gösterinin yapılacağı alanda Suriye bölgesinde DAEŞ terör örgütüyle çatışma sırasında ölen üç PYD/YPG silahlı terör örgütü mensubunun isim ve fotoğraflarının bulunduğu posterler ile üzerinde “Ji Bo Li Hemberi Mirine Jiyan Li Hemberi Kedxwariye Edalet Le Hemberi Şer Aşati-Ölüme Karşı Yaşam Sömürüye Karşı Adalet Savaşa Karşı Barış İçin Alanlardayız” yazılı pankartın bir grup öğrenci tarafından asıldığı tespit edilmiştir.

5. Diğer yandan aynı kolluk fezlekesine göre üniversite kampüsü içinde toplanan yaklaşık 100 kişilik bir grubun gösterinin yapılacağı alana kadar PKK/KCK silahlı terör örgütü elebaşısı A.Ö.nün resmi bulunan ve üzerinde “Örgütlü Genç Kadınla Özgür Önderliğe Dek-yöm” ibaresi yazılı pankartı taşıyarak yürüyüş gerçekleştirmiş ve yürüyüş sırasında grup tarafından “Biji Serok Apo-jin Jiyan Azadi-özgecanın Hesabı Sorulacak-kadınlar Meydana Hesap Sormaya-biji Berxwadene Ypg” şeklinde sloganlar atılmıştır. Cumhuriyet alanına kadar yapılan yürüyüşün ardından kalabalık yaklaşık 200 kişiye ulaşmış ve grup tarafından zafer işareti yapılarak "Çerxa Şoreşe (Devrim Çarkı)" marşı söylenmiştir. Ardından grup içerisinden bir öğrenci basın açıklaması yapmıştır. Grup tarafından “Biji Serok Apo-jin Jiyan Azadi-özgecanın Hesabı Sorulacak-kadınlar Meydana Hesap Sormaya-biji Berxwadene Ypg-gençlik Aponun Fedaisidir-be Serok Jiyan Nabe” şeklinde sloganlar atılmasının ardından gösteriye son verilmiştir.

6. 27/4/2015 tarihli kolluk fezlekesinde, olay günü tespit edilen görüntüler doğrultusunda tanzim edilen görüntü ve tespit tutanağı dikkate alınarak yirmi üç kişinin eylemlerine ayrı ayrı yer verilmiştir. Bu kapsamda, başvurucu Rojin Yural'ın (birinci başvurucu) "Örgütlü Genç Kadınla Özgür Önderliğe Dek-yöm" yazılı pankartı açtığı, başvurucu Gülşen Kılıcarslan'ın (ikinci başvurucu) ise PKK/KCK silahlı terör örgütünün sözde marşı olarak kabul edilen "Çerxa Şoreşe (Devrim Çarkı)" marşını söylediği tespit edilmiştir.

7. Başsavcılık, başvurucuların da içinde bulunduğu yirmi üç kişi hakkında terör örgütü propagandası yapmak suçundan soruşturma başlatmıştır. Birinci başvurucu; kadınlar günü nedeniyle eyleme katıldığını, gösteriye katılırken kimseden talimat almadığını ve terör örgütüyle bir irtibatının olmadığını beyan etmiştir. Aynı başvurucu ayrıca söz konusu pankartta yazanın ne anlama geldiğini bilmediğini, pankartı taşımadığını, pankartın arkasında yürüdüğünü, yürürken önünü açabilmek için pankartı indirmeye çalıştığını belirtmiştir. İkinci başvurucu ise susma hakkını kullanarak herhangi bir savunma yapmamıştır.

8. Başsavcılık, başvurucuların da içinde bulunduğu yirmi üç kişi hakkında 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesinin (2). fıkrası uyarınca terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediklerinden bahisle 21/5/2015 tarihinde iddianame tanzim etmiştir. İddianamede PKK/KCK silahlı terör örgütü hakkında birtakım genel açıklamalara yer verildikten sonra soruşturmaya konu olayda şüphelilerin görüntü kaydıyla delillendirilen eylemlerinden bahsedilmiştir.

9. İddianameyi kabul eden Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin (Mahkeme) yaptığı yargılamada, birinci başvurucu 11/11/2015 tarihli ilk duruşmadaki savunmasında gösteriye kadınlar günü olması nedeniyle katıldığını, söz konusu pankartın içeriğini bilmediğini, ön sıralara geçebilmek için pankartı tuttuğunu belirtmiştir. İkinci başvurucu ise 3/5/2016 tarihinde talimatla alınan savunmasında gösteri sırasında terör örgütü lehine herhangi bir slogan atmadığını veya marş söylemediğini belirtmiştir.

10. Mahkeme 12/1/2017 tarihli duruşmada sanık vekillerinin talepleri üzerine olaydaki eylemlerin tespiti için dosyadaki bilgi ve belgelerin bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmasına karar vermiştir.

11. Bilirkişi tarafından hazırlanan rapor 20/3/2017 tarihinde Mahkeme dosyasına sunulmuştur. Bilirkişi raporunda ikinci başvurucunun "Çerxe Şorese (devrim marşı)" marşına grupla birlikte eşlik ettiği, diğer başvurucunun ise grupla birlikte "Biji Serok Apo", "Yaşasın Başkan Apo" şeklinde sloganlar attığı ve "Ha Gerilla" isimli şarkıya eşlik ettiği tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda ayrıca Çerxa Şeroşe (Devrim Çarkı) isimli marşın ve Ha Gerilla isimli şarkının Türkçe sözlerine yer verilmiştir (Çerxa Şeroşe [Devrim Çarkı] marşının içeriği için bkz. Meki Katar [GK], B. No: 2015/4916, 3/10/2019, § 12). Orijinali Kürtçe olan "Ha Gerilla" isimli şarkının sözleri şöyledir:

"Mevziden Mevziye Fırlayan

Canını Savaşa Adayan

Yorgunluk, Açlık, Susuzluk Demeden

Yılmadan Savaşır Gerilla

Ha Gerilla Gerilla Gerilla Cihanın Umudu Gerilla

Ha Gerilla Gerilla GerillaHalkımın Umudu Gerilla

Yer Gök İnim İnim İnliyor

Sabahın İlk Işıklarında

Alkanlar İçinde Uzanır

Göğsü Paramparça Gerilla

Ha Gerilla Gerilla Gerilla Cihanın Umudu Gerilla

Ha Gerilla Gerilla GerillaHalkımın Umudu Gerilla

Biz de Canımızı Adarız

Uğruna Düştüğün Kavgaya

Her Baktıkça Kara Namluya

Seni Anacağız Gerilla

Ha Gerilla Gerilla Gerilla Cihanın Umudu Gerilla

Ha Gerilla Gerilla GerillaHalkımın Umudu Gerilla"

12. Mahkeme, yaptığı yargılama sonucunda başvurucuların, terör örgütünün propagandasını yapma suçundan mahkûmiyetlerine karar vermiştir. Mahkeme, başvurucular hakkında 2 yıl hapis cezasına hükmetmiştir. Mahkeme kararında olay günü yaşananlara (bkz. §§ 4-6) ve dosya kapsamında sanıklar hakkında yapılan tespitlere ve bilirkişi raporlarına yer vermiştir. Bu doğrultuda Mahkeme gerekçesinde şu hususları belirtmiştir:

"Bu bilgiler ışığında incelenen dosya kapsamında sanıklardan [Z.D.] dışındaki diğer sanıkların üniversite yerleşkesi içerisine alınan bilirkişi raporu ve her sanık yönünden anlatılan eylemlerde dikkate alındığında PKK/KCK Terör Örgütünün Suriye kolu olan YPG’nin sözde bayrağı ve üzerinde ölen örgüt mensubu [Ş.D.A] ([H.Ö.]) yazılı ve resmi olan posteri asmalarının, PKK/KCK terör örgütünün sözde bayrağının üzerinde [S.Z.] ([R.A]) yazılı ve resmi olan posteri üniversite meydanında bulunan bayrak direklerine asmalarının, yine PKK/KCK terör örgütü elebaşısının posterini açarak yürüyüş yapmalarının, dosya arasında Türkçe tercümesi bulunan Oramar, Ha Gerilla ve Devrim isimli marşları söylemelerinin ve 'Yaşasın Başkan Apo' şeklinde slogan atmalarının terör örgütü PKK/KCK'nın eylem ve faaliyetlerini destekleyici, cebir ve şiddet içeren eylemlerini meşru gösterip sahiplenir nitelikte olduğu, bu nedenle düşünce ve ifade hürriyeti kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşıldığından [Z.D.] dışındaki diğer tüm sanıkların sübuta eren terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan eylemine uyan 3713 sayılı yasanın 7/2 maddesi gereğince cezalandırılmasına,"

13. Başvurucular, Mahkeme kararından sonra istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Bölge Adliye Mahkemesi 23/11/2018 tarihinde başvurucuların istinaf taleplerinin esastan reddine kesin olarak karar vermiştir. Başvurucular, kanun yollarına ilişkin sonraki yasal değişiklik kapsamında Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurmuşsa da 1/6/2023 tarihinde başvurucuların temyiz talebinin esastan reddiyle hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiş ve karar böylece kesinleşmiştir.

B. 15/4/2015 Tarihli Gösteri ve Yargılama Süreci

14. Kolluk tarafından tanzim edilen 21/4/2015 tarihli görüntü ve inceleme tutanağına göre Mersin Üniversitesi Çiftlikköy Kampüsü'nde 15/4/2015 tarihinde bir grup öğrenci tarafından PKK silahlı terör örgütünün uzantısı olan PYD/YPG silahlı terör örgütü mensubu Y.E.nin öldürülmesini anmak için gösteri yapılacağı bilgisinin alınması üzerine gerekli emniyet tedbirleri alınmıştır.

15. Aynı tutanağa göre kampüs içerisinde toplanan yaklaşık 130 kişi "Doktor Şekvan Çiya Ölümsüzdür- Selam Olsun Yaşatmak İçin Yaşamlarını Feda Edenlere- Mersin Özgür Genç Sağlıkçılar” yazılı pankart eşliğinde yürüyüşe geçmiş ve yürüyüş esnasında grup tarafından "Şehit Namırın (şehitler Ölmez) - İntikam İntikam - Yusuf Eren Onurumuzdur - Biji Serok Apo (yaşasın Başkan Apo) - Öcalan Öcalan - Cezmi Budak Ölümsüzdür - Kobani'de Dövüşene Düşene Bin Selam - Biji Berxwedane Kobane (yaşasın Kobane Direnişi) - Biji Berxwedane Ypg (yaşasın Ypg Direnişi) - Kürdistan Goristan Jibo Faşistan - Katil Polis Üniversitelerden Defol - Katil Polis İş Birlikçi Akp" şeklinde sloganlar atılmıştır. Grup tarafından ayrıca yürüyüş sırasında “Hastalar Zindan Da Tutulamaz - Mersin'den Kobaniye Direnişe Bin Selam - Ey Şehit Reyate Reyameye (şehit Senin Yolun Bizim Yolumuz) - Me Sözda Öcalan Denge Kobane Bigihine Herderan (öcalan’ın Kobane Mesajını Her Tarafa İletin)" yazılı dövizler açılmıştır. Öğrenci grubu, Tıp Fakültesi Dekanlığı önüne geldiklerinde ölen terör örgütü mensupları için bir dakikalık saygı duruşunda bulunmuş ardından "Gerilla" isimli marşı söylemişlerdir. Akabinde grup içindeki bir öğrencinin basın açıklaması yapmasının ardından gösteriye son vermiştir.

16. 21/4/2015 tarihli görüntü ve tespit tutanağında on yedi kişinin eylemlerine ayrı ayrı yer verilmiştir. Bu kapsamda, birinci başvurucunun "Çizgimiz Beritan Önderimiz Öcalan" şeklinde slogan attığı, ikinci başvurucunun ise "Çerxa Şoreşe (Devrim Çarkı)" marşını söylediği tespit edilmiştir.

17. Başsavcılık başvurucuların da içinde bulunduğu on yedi kişi hakkında terör örgütü propagandası yapmak ve 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu'na muhalefet etmek suçlarından soruşturma başlatmıştır. İddianamede, soruşturmaya konu olayda şüphelilerin görüntü kaydıyla delillendirilen eylemlerinden bahsedilmiştir.

18. Yargılama sırasında birinci başvurucu talimatla alınan 14/3/2016 tarihli savunmasında, olayların gerçekleştiği tarihte dersten çıktıktan sonra yurda doğru yürüdüğünü, yürürken grup ile karşılaştığını, yolun dar olması nedeniyle onlarla birlikte yürümek zorunda kaldığını ve söz konusu sloganları atmadığını belirtmiştir. Diğer başvurucu ise 3/11/2015 tarihinde talimatla alınan savunmasında gösterinin olduğu tarihte okula gitmediğini, herhangi bir marş okumadığını, görüntülerde tespit edilen kişinin kendisi olmadığını belirtmiştir.

19. Mahkeme 31/10/2016 tarihli duruşmada olaya ilişkin dosyadaki bilgi ve belgelerin bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmasına karar vermiştir. Bilirkişi tarafından hazırlanan rapor 9/1/2017 tarihinde Mahkeme dosyasına sunulmuştur. Bilirkişi raporunda, 21/4/2015 tarihli görüntü ve inceleme tutanağındakine benzer tespitlere yer verilmiştir.

20. Mahkeme yaptığı yargılama sonucunda başvurucular hakkında; 2911 sayılı Kanun'a muhalefet etme suçundan beraat, terör örgütünün propagandası yapmak suçundan 2 yıl hapis cezasına karar vermiştir. Mahkeme kararında olay günü yaşananlara (bkz. §§ 15, 16) ve dosya kapsamında sanıklar hakkında yapılan tespitlere yer verilmiştir. Mahkeme PKK ve MLKP silahlı terör örgütü ile terör örgütü propagandası yapma suçu hakkında genel bilgilere yer vermesinin ardından gerekçesinde şu hususları belirtmiştir;

"Her ne kadar sanıklardan Gülşen Kılıçarslan söz konusu toplantıya katılmadığını savunmuş ise de, dosya arasında mevcut bilirkişi raporları ile13.06.2017 tarihli sanık Gülşen Kılıçarslan'ındosya arasına getirtilen teşhise esas fotoğrafları ile yine dosya arasında bulunan ve bu sanığa ait olduğu iddia edilen görüntü kayıtlarının karşılaştırılmasında görüntülerdeki kişinin sanık Gülşen Kılıçarslan olduğuna ilişkin mahkeme heyetinin tespiti karşısında, yine her ne kadar diğer sanık üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmemiş iseler de, dosya içerisinde mevcut tutanak ve bilirkişi raporları dikkate alındığında sanıkların cezadan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilmemiştir."

21. Başvurucular, mahkeme kararından sonra istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi 26/1/2018 tarihinde başvurucuların istinaf taleplerinin esastan reddine kesin olarak karar vermiştir. Başvurucular, kanun yollarına ilişkin sonraki yasal değişiklik kapsamında Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurmuşsa da 1/6/2023 tarihinde başvurucuların temyiz talebinin esastan reddiyle hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiş ve karar böylece kesinleşmiştir.

C. Bireysel Başvuru Süreci

22. Başvurucular, nihai kararları öğrendikten sonra süresi içinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Komisyon, başvurucuların makul sürede yargılanma hakkı kapsamındaki şikayetleri yönünden başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir. Başvurucuların ifade özgürlüğüne yönelik şikayetleri yönünden ise kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir. Komisyon ayrıca, başvurucuların adli yardım taleplerinin kabulüne ve yargılama giderlerini ödemekten geçici olarak muaf tutulmalarına da karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

23. 2023/89703, 2023/90647 ve 2023/90655 numaralı başvuruların konu yönünden hukuki irtibat nedeniyle 2023/89247 numaralı başvuru ile birleştirilmesine karar verilmesi gerekir.

24. Başvurucular, mahkûmiyetlerine karar verilen eylemlerin propaganda yapmaya elverişli olmadığı gerekçesiyle ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.

25. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; konuya ilişkin mevzuat hükümleri ile yargısal içtihatlara değindikten sonra ifade özgürlüğüne ilişkin ihlal iddiaları incelenirken söz konusu hükümler ve içtihatların yanı sıra somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir. Birinci başvurucu Bakanlık görüşüne karşı ihlal iddialarını yinelemiş olup ikinci başvurucu Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

26. Başvurucular, toplantılar sırasında PKK/KCK terör örgütü elebaşının ve uzantısı olan YPG silahlı terör örgütünün ölen mensuplarına ait posterleri açarak yürüyüş yapmaları, PKK/KCK terör örgütünü öven ve yücelten marş söyleyip slogan atmaları ve pankart açmaları nedenleriyle terör örgütü propagandası yapma suçundan cezalandırılmıştır. Başvurucuların şikâyetleri bir bütün olarak ifade özgürlüğü kapsamında incelenecektir (benzer yönde bkz. Candar Şafak Dönmez [GK], B. No: 2015/15672, 5/11/2020, § 42).

27. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

28. İfade özgürlüğüne yapılan müdahalenin dayanağı olan 3713 sayılı Kanun'un 7. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı kabul edilmiştir (benzer yönde değerlendirmeler için bkz. Ayşe Çelik [2. B.], B. No: 2017/36722, 9/5/2019, § 35; Sırrı Süreyya Önder [GK], B. No: 2018/38143, 3/10/2019, § 52; Berrin Baran Eker ve Muzaffer Özbek [1. B.], B. No: 2015/11012, 9/1/2020, § 26). Müdahalenin Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen sınırlama sebeplerinden kamu düzeni ve kamu güvenliğinin korunması amacıyla yapıldığı anlaşılmıştır (benzer yönde değerlendirmeler için bkz. Fatih Taş [GK], B. No: 2013/1461, 12/11/2014, §§ 83-87). Bu belirlemenin ardından demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk yönünden inceleme yapılacaktır.

29. Somut olay kapsamında meydana gelen her iki olayda da Mersin Üniversitesi Kampüsü'nde Suriye'de yaşanan silahlı çatışmalarda ölen PYD/YPG silahlı terör örgütü mensuplarını anmak için bir grup öğrenci gösteri düzenlemiştir. Gösteriler sırasında PKK/KCK silahlı terör örgütünü ve elebaşını öven, yücelten sloganlar atılıp marşlar söylenmiş ve pankartlar açılmıştır. Ayrıca grup tarafından gösteriler sırasında ölen örgüt mensupları için saygı duruşunda bulunulmuş ve basın açıklaması yapılmıştır. Gösteriler, terör örgütünü öven ve yücelten sloganlar atılıp marşlar söylenerek sonlandırılmıştır.

30. Her ne kadar başvurucular PYD/YPG silahlı terör örgütü mensuplarını anmak için Mersin Üniversitesi'nde gerçekleşen gösterilere katılmışlarsa da gösteriler sırasındaki eylemlerini değerlendiren yargı mercileri PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandası yaptıkları gerekçesiyle başvurucular hakkında mahkûmiyet kararları vermiştir. Başka bir deyişle, başvurucular gösteriler sırasında PYD/YPG'yi destekleyen, öven veya yücelten eylemleri nedeniyle cezalandırılmamışlardır (PYD/YPG silahlı terör örgütünün hangi tarihten itibaren terör örgütü olarak kabul edildiği ve bu durumun bilinir hâle geldiğine ilişkin değerlendirmeler için bkz. Ahmet Aslan [1. B.], B. No: 2021/23949, 6/10/2022, §§ 43-59). Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi, başvurucuların PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandası yapma suçu kapsamında kalan eylemlerini inceleyecektir.

31. Anayasa Mahkemesi daha önce pek çok kararında propaganda suçunun soyut tehlike suçu olarak kabul edilmesinin başta ifade özgürlüğü olmak üzere anayasal hak ve özgürlükler üzerinde bir baskı oluşturma potansiyeli olduğuna dikkat çekmiştir. Bu sebeple bir propaganda faaliyetinin cezalandırılabilmesi için olayın somut şartlarında belirli oranda tehlikeye neden olduğunun gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir (diğerleri arasından bkz. Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri [GK], B. No: 2018/17635, 26/7/2019, § 84; Ayşe Çelik, § 47; Sırrı Süreyya Önder, § 64; Meki Katar, § 53; Ömer Faruk Gergerlioğlu [GK], B. No: 2019/10634, 1/7/2021, § 175; terör örgütünün propagandasını yapma suçunun Türk hukukundaki görünümüne ilişkin tespitler için bkz. Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri, §§ 115-118; terör örgütü propagandası suçunun tanımına ve suçun tespitine yönelik değerlendirmeler için bkz. Ömer Faruk Gergerlioğlu, §§ 155-163, 175; Figen Yüksekdağ Şenoğlu ve diğerleri[2. B.], B. No: 2016/39759, 30/3/2022, § 73; Ahmet Aslan [1. B.], B. No: 2021/23949, 6/10/2022, § 54; Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri, § 86)

32. Terörizmin propagandası, şiddetin geçerli ve etkili bir yöntem olduğu görüşünün toplum içinde yayılmasını ve terör eylemlerine neden olan fikir ve kanaatlerin kökleşmesini sağlamak amacını taşır ve bu amaca ulaşmak ancak belirli bir çaba ve zaman harcanması ile mümkün olabilir. Terör örgütlerine aşama aşama önce sempatizan, daha sonra destekçi ve üye olunması sürecinde propagandanın önemli bir işlevi vardır. Üstelik başvuruya konu PKK terör örgütü artık tehlikeliliği bulunmayan veya tehlikeliliği varsayımsal bir örgüt değildir. PKK terör örgütü olayların geçtiği tarihlerde ve hâlen vahim şiddet hareketlerinin planlayıcısı ve uygulayıcısıdır. Dolayısıyla PKK toplum yönünden oldukça yoğun, ciddi ve somut bir tehlike arz etmektedir (Metin Birdal [GK], B. No: 2014/15440, 22/5/2019, § 74). A.Ö. ise bu örgütün kurucusu ve uzun süre yöneticisi olarak örgütün benimsediği şiddet yöntemleri ile ismi özdeşleşmiş bir kişidir.

33. Öte yandan terörle mücadelenin zorlukları ile birlikte terör bağlamında yapılan açıklamaların karmaşıklığı ve muğlaklığı söz konusu olduğunda düşünce açıklamalarının şiddete teşvik mahiyetinde olup olmadığı yönündeki değerlendirmenin ancak açıklamanın yapıldığı bağlama, açıklamada bulunan kişinin kimliğine, açıklamanın zamanına ve muhtemel etkilerine, açıklamadaki diğer ifadelerin tamamına bir bütün olarak bakılarak yapılması gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır (Sırrı Süreyya Önder, § 67).

34. Somut olayda, Mersin Üniversitesi Kampüsü'nde gerçekleşen her iki gösteri de Suriye'de yaşanan silahlı çatışmalar sonucunda PKK silahlı terör örgütünün uzantısı olan PYD/YPG silahlı terör örgütünün ölen mensuplarını anmak amacıyla düzenlenmiştir. Gösteriler sırasında ölen örgüt mensuplarının resimleri ve isimlerinin yanı sıra PKK/KCK silahlı terör örgütü elebaşının fotoğrafları da alenen teşhir edilmiştir. Yine gösteriler sırasında grup tarafından "Biji Serok Apo, Gençlik Aponun Fedaisidir, Şehit Namırın (Şehitler Ölmez), İntikam İntikam, Öcalan Öcalan - Katil Polis Üniversitelerden Defol..." şeklinde sloganlar atılarak PKK/KCK silahlı terör örgütünü ve elebaşı A.Ö.yü öven ve şiddeti teşvik eden ifadeler kullanılmıştır. Ayrıca grup tarafından söylenen "Ha Gerilla" ve "Çerxa Şoreşe (Devrim Çarkı)" isimli marşlarda saygı duyulan, değer verilen semboller ve kavramlar kullanılarak PKK/KCK terör örgütüne hayranlık duyulmasının sağlanması amaçlanmıştır. Dolayısıyla gösteriler sırasında PKK/KCK'nın başlattığı terör hareketinin onaylandığı, terör örgütü tarafından gerçekleştirilen eylemlerin kahramanca davranışlar olarak sunulduğu ve hâlen son derece tehlikeli olan PKK/KCK terör örgütünün yüceltildiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi, isimleri birer sembol hâline getirilmiş olan PKK/KCK silahlı terör örgütünü veya A.Ö.yü bu bağlamda övmek, desteklemek veya yüceltmek ile cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlere başvurmayı teşvik etmek arasında bir mesafe olmadığı kanaatindedir (benzer değerlendirmeler için bkz. Kadri Pervane [2. B.], B. No: 2015/12115, 8/6/2021, § 51).

35. Her iki gösteri için yapılan yargılamalarda, başvurucuların eylemlerinin PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandası yapma suçunu oluşturduğu gerekçesiyle 2 yıl hapis cezasına hükmedilmiştir. Mahkeme kararında kolluk evrakında, iddianamelerde ve yargılama aşamasında tanzim edilen bilirkişi raporları doğrultusunda başvurucuların suça konu eylemlerine yönelik tespitlerin yanı sıra grup tarafından taşınan pankart ve dövizler, atılan sloganlara ve söylenen marşlara da yer verilmiştir. Mahkeme kararlarının gerekçesine bakıldığında, başvurucuların eylemlerine ilişkin olarak kolluk fezlekesinde yapılan tespitler ile kovuşturma aşamasında alınan bilirkişi raporlarının verilen mahkûmiyet kararında etkili olduğu görülmektedir. Nitekim, kolluk evrakında ve iddianamelerde başvurucuların suça konu eylemlerinin örgüt lehine slogan atıp marş söylemek ve pankart açmak olduğu belirtilmiştir. Bu hâlde, başvurucuların cezalandırılmasına esas olarak alınan sloganların, marşların ve açılan pankartın ifade özgürlüğü kapsamında korunup korunmayacağı değerlendirilecektir. Ancak başvurucuların durumlarının farklılık göstermesi nedeniyle ayrı başlıklar altında inceleme yapılması gerekir.

A. Birinci Başvurucu Yönünden

36. Kolluk fezlekeleri doğrultusunda, birinci başvurucunun 9/3/2015 tarihli gösteride "Örgütlü Genç Kadınla Özgür Önderliğe Dek-Yöm" yazılı pankartı açtığı ve "Biji Serok Apo", "Yaşasın Başkan Apo" şeklinde sloganlar atıp "Ha Gerilla" isimli şarkıya eşlik ettiği ve 15/4/2015 tarihli gösteride ise "Çizgimiz Beritan Önderimiz Öcalan" şeklinde slogan attığı tespit edilmiştir. Birinci başvurucunun cezalandırılmasına neden olan eylemler, yukarıda koşulları verilen gösteriler sırasında gerçekleşmiş olup bu gösterilerde ne PKK ve A.Ö.nün demokratik süreçlerin meşru bir aktörü olduğu ne de toplumsal sorunların çözümüne ilişkin demokratik görüşleri bulunduğu ifade edilmektedir (aksi bir değerlendirme için bkz. Sırrı Süreyya Önder, §§ 23-39, Meki Katar, §§ 59-73). Başvurucunun şiddet tonu yüksek sloganların atıldığı, marşların söylendiği ve pankartların açıldığı gösterilerdeki eylemleri bir bütün olarak gözetildiğinde, kullanılan ifadelerin PKK/KCK'nın yarattığı şiddetin övülmesi ve terörizme destek anlamına geldiği, mevcut ve olası saldırılar yönünden kışkırtıcı ve şiddete başvurmayı cesaretlendirici nitelik arz ettiği sonucuna ulaşılmıştır (benzer yöndeki değerlendirmelerle karşılaştırmak için bkz. Ayşe Çelik, § 57; Sırrı Süreyya Önder, §§ 79-80, farklı yöndeki değerlendirmeler için bkz. Meki Katar, § 72).Kaldı ki yargı mercilerince birinci başvurucunun cezalandırılmasını gerekçelendirmek için sunulan nedenler bu tür mahkûmiyetleri haklı göstermek için ilgili ve yeterlidir. Başvurucunun terör örgütünün propagandasını yapma suçundan 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılması şeklindeki müdahalenin zorunlu toplumsal bir ihtiyaca karşılık geldiği gibi -derece mahkemelerinin farklı çıkarları dengelerken sahip oldukları takdir payı da gözetildiğinde- orantılı da olduğu, müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

37. Yukarıdaki bilgiler dikkate alındığında birinci başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin zorunlu bir ihtiyacı karşıladığı ve toplumun terör eylemlerine karşı kendisini koruma hakkı karşısında müdahalenin orantılı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu sebeplerle birinci başvurucunun Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

B. İkinci Başvurucu Yönünden

38. Her iki gösteriye katılım sağladığı tespit edilen ikinci başvurucunun "Çerxa Şoreşe (Devrim Çarkı)" isimli marşa iştirak ettiği kolluk güçleri tarafından tespit edilmiştir. Yargı mercileri de PKK silahlı terör örgütü propagandası niteliğindeki bir marşın söylenmesine iştirak ettiği gerekçesiyle başvurucu hakkında terör örgütü propagandası yapma suçundan mahkûmiyet kararı vermiştir. Anayasa Mahkemesi, Çerxa Şeroşe marşının (Devrim Çarkı) bir toplantıda söylenmesini değerlendirdiği Meki Katar kararında; marş vasıtasıyla kamuya aktarılan görüşlerin başkaları açısından değersiz, yararsız, kışkırtıcı veya rahatsız edici görülse bile kişilerin subjektif değerlendirmelerinden bağımsız olarak ifade özgürlüğünün korumasında olduğunu vurgulamış; öznel değerlendirmeler veya varsayımlarla kişilerin cezalandırılmasının ve düşünce açıklamalarına bu şekilde müdahale edilmesinin temel hakkı ihlal edeceğini ifade etmiştir. Zikredilen kararda bahse konu marş ve sloganın şiddeti yaymasının muhtemel olduğunun, bunun hızla yayıldığını doğrulayan ve potansiyel olarak tehlikeli bir etkisi olduğunu gösteren bir delilin gösterilmediği, bu nedenle ifadelerin şiddeti teşvik edecek nitelikte olmadığı değerlendirilmiştir (Meki Katar, §§ 65, 72, 73).

39. Somut olayda ise yargı mercileri, ikinci başvurucunun mahkûmiyetine konu marşın PKK terör örgütünün eylem ve faaliyetlerini destekleyici, cebir ve şiddet içeren eylemleri meşru gösterici olduğunu belirtmenin ötesinde marşın içeriğine, hangi ifade ve sözlerin şiddete teşvik anlamına geldiğine dair yeterli düzeyde açıklamada bulunmamıştır. Bu nedenle başvurucunun mahkûmiyetlerine esas alınan marştaki ifadelerin ne olduğu, okunan marş ile toplantı arasındaki bağlamın içeriği, başvurucunun hangi ifadelerinin ne surette terör örgütünün şiddet ve tehdit yöntemlerini meşru gösterdiği veya övdüğü ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik ettiği anlaşılamamıştır. Dolayısıyla yargı mercilerinin ikinci başvurucunun mahkûmiyetlerinin zorunlu toplumsal bir ihtiyaca karşılık geldiğini ilgili ve yeterli bir gerekçe ile ortaya koyduğunu kabul etmek mümkün olmamıştır.

40. Açıklanan gerekçelerle ikinci başvurucu yönünden Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğü ihlal edilmiştir.

İrfan FİDAN ve Yılmaz AKÇİL bu görüşe katılmamıştır.

III. GİDERİM

41. İkinci başvurucu, ifade özgürlüğüne yönelik şikayetleri yönünden her iki başvurusunda da ihlalin tespiti ve yeniden yargılama talebinde bulunmuştur.

42. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

43. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın her iki başvurucu yönünden KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,

B. 1. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün birinci başvurucu yönünden İHLAL EDİLMEDİĞİNE OYBİRLİĞİYLE,

2. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ikinci başvurucu yönünden İHLAL EDİLDİĞİNE İrfan FİDAN ve Yılmaz AKÇİL'in karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

C. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2015/298, K.2017/153 ve E. 2015/383, K. 2017/134) GÖNDERİLMESİNE,

D. 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin ikinci başvurucuya ÖDENMESİNE,

E. Ödemenin kararın tebliğini takiben ikinci başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen birinci başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 24/6/2025 tarihinde karar verildi.

 

 

 

KARŞIOY GEREKÇESİ

1. Başvurucular; birden fazla gösteride atılan sloganlar ve söylenen marşlar nedeniyle silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan cezalandırılmalarının ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini ileri sürmüşlerdir.

2. Terörizmin propagandası, şiddetin geçerli ve etkili bir yöntem olduğu görüşünün toplum içinde yayılmasını ve terör eylemlerine neden olan fikir ve kanaatlerin kökleşmesini sağlamak amacını taşır ve bu amaca ulaşmak ancak belirli bir çaba ve zaman harcanması ile mümkün olabilir. Terör örgütlerine aşama aşama önce sempatizan, daha sonra destekçi ve üye olunması sürecinde propagandanın önemli bir işlevi vardır. Üstelik başvuruya konu PKK terör örgütü artık tehlikeliliği bulunmayan veya tehlikeliliği varsayımsal bir örgüt değildir. PKK terör örgütü olayların geçtiği tarihlerde ve hâlen vahim şiddet hareketlerinin planlayıcısı ve uygulayıcısıdır. Dolayısıyla PKK toplum yönünden oldukça yoğun, ciddi ve somut bir tehlike arz etmektedir (Metin Birdal [GK], B. No: 2014/15440, 22/5/2019, § 74). A.Ö. ise bu örgütün lideri ve uzun süre yöneticisi olarak örgütün benimsediği şiddet yöntemleri ile ismi özdeşleşmiş bir kişidir.

3. Öte yandan terörle mücadelenin zorlukları ile birlikte terör bağlamında yapılan açıklamaların karmaşıklığı ve muğlaklığı söz konusu olduğunda düşünce açıklamalarının şiddete teşvik mahiyetinde olup olmadığı yönündeki değerlendirmenin ancak açıklamanın yapıldığı bağlama, açıklamada bulunan kişinin kimliğine, açıklamanın zamanına ve muhtemel etkilerine, açıklamadaki diğer ifadelerin tamamına bir bütün olarak bakılarak yapılması gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır (Sırrı Süreyya Önder, § 67).

4. Bu kapsamda, somut olayda başvurucuların eylemlerinin her iki gösterinin koşulları ve şartları doğrultusunda incelenmesi gerekmektedir. Mersin Üniversitesi kampüsünde gerçekleşen her iki gösteri de Suriye'de yaşanan silahlı çatışmalar sonucunda PKK silahlı terör örgütünün uzantısı olan PYD/YPG silahlı terör örgünün ölen mensuplarını anmak amacıyla düzenlenmiştir. Gösteriler sırasında ölen örgüt mensupların resimleri ve isimlerinin yanı sıra PKK/KCK silahlı terör örgütü elebaşının fotoğrafları da alenen teşhir edilmiştir. Yine gösteriler sırasında grup tarafından "Biji Serok Apo, Gençlik Aponun Fedaisidir, Şehit Namırın (Şehitler Ölmez), İntikam İntikam, Öcalan Öcalan - Katil Polis Üniversitelerden Defol..." şeklinde sloganlar atılarak PKK/KCK silahlı terör örgütünü ve elebaşı A.Ö.'yü öven ve şiddeti teşvik eden ifadeler kullanılmıştır. Ayrıca, grup tarafından söylenen "Ha Gerilla" ve "Çerxa Şoreşe (Devrim Çarkı)" isimli marşlarda saygı duyulan, değer verilen semboller ve kavramlar kullanılarak PKK/KCK terör örgütüne hayranlık duyulmasının sağlanması amaçlanmıştır. Dolayısıyla, gösteriler sırasında PKK/KCK'nın başlattığı terör hareketinin onaylandığı, terör örgütü tarafından gerçekleştirilen eylemlerin kahramanca davranışlar olarak sunulduğu ve son derece tehlikeli olan PKK/KCK terör örgütünün yüceltildiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi, isimleri birer sembol hâline getirilmiş olan PKK/KCK silahlı terör örgütünü veya A.Ö.yü bu bağlamda övmek, desteklemek veya yüceltmek ile cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlere başvurmayı teşvik etmek arasında bir mesafe olmadığı kanaatindedir (benzer değerlendirmeler için bkz. Kadri Pervane [2.B.], B. No: 2015/12115, 8/6/2021, § 51; gösteri şartlarının farklı olduğu durumlarda yapılan değerlendirmeler için bkz. Meki Katar, § 69).

5. Somut olayda, başvurucu Gülşen Kılıcarslan’ın her iki gösteride de "Çerxa Şoreşe (Devrim Çarkı)" isimli marşı söylediği anlaşılmaktadır. Başvurucunun cezalandırılmasına neden olan eylemler, yukarıda koşulları verilen gösteriler sırasında gerçekleşmiş olup bu gösterilerde ne PKK ve A.Ö.nün demokratik süreçlerin meşru bir aktörü olduğu ne de toplumsal sorunların çözümüne ilişkin demokratik görüşleri bulunduğu ifade edilmektedir (aksi bir değerlendirme için bkz. Sırrı Süreyya Önder, §§ 23-39, Meki Katar §§ 59-73). Şiddet tonu yüksek sloganların atıldığı, marşların söylendiği ve pankartların açıldığı gösterilerde başvurucunun eylemleri bir bütün olarak gözetildiğinde, başvurucunun kullandığı ifadelerin PKK/KCK'nın yarattığı şiddetin övülmesi ve terörizme destek anlamına geldiği, mevcut ve olası saldırılar yönünden kışkırtıcı ve şiddete başvurmayı cesaretlendirici nitelik arz ettiği sonucuna ulaşılmıştır (benzer yöndeki değerlendirmelerle karşılaştırmak için bkz. Ayşe Çelik, § 57; Sırrı Süreyya Önder, §§ 79-80, farklı yöndeki değerlendirmeler için bkz. Meki Katar, § 72).

6. Yukarıdaki tespit ve açıklamalar dikkate alındığında yargı mercileri tarafından başvurucunun Gülşen Kılıcarslan’ın cezalandırılmasını gerekçelendirmek için sunulan nedenler bu tür mahkûmiyetleri haklı göstermek için ilgili ve yeterlidir. Başvurucunun terör örgütünün propagandasını yapma suçundan 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılması şeklindeki müdahalenin zorunlu toplumsal bir ihtiyaca karşılık geldiği gibi -derece mahkemelerinin farklı çıkarları dengelerken sahip oldukları takdir payı da gözetildiğinde- orantılı da olduğu, müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

7. Açıklanan nedenlerle somut olay yönünden, başvurucu Gülşen Kılıcarslan hakkında verilen cezanın ağırlığı dikkate alındığında, müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü olmadığının söylenemeyeceği, başvurucunun Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edilmediği kanaatine vardığımızdan, çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyoruz.

Üye

Üye

İrfan FİDAN

Yılmaz AKÇİL

 

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Gülşen Kılıcarslan ve Rojin Yural [1. B.], B. No: 2023/89247, 24/6/2025, § …)
   
Başvuru Adı GÜLŞEN KILICARSLAN VE ROJİN YURAL
Başvuru No 2023/89247
Başvuru Tarihi 11/10/2023
Karar Tarihi 24/6/2025
Birleşen Başvurular 2023/89703, 2023/90647, 2023/90655

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, birden fazla gösteride atılan sloganlar ve söylenen marşlar nedeniyle silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan cezalandırılmanın ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Terör örgütünün propagandasını yapma Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi